Türk kadını, tarihimizin en eski dönemlerinden içinde bulunduğumuz çağa kadar toplumsal hayatımızın temel taşı olmuş, Kurtuluş Savaşı'nda vatanın bağımsızlığı için cesurca cepheden cepheye koşmuş, Cumhuriyetimizin kuruluşundan sonra toplumsal hayatın her alanında yerini almıştır.

Millet ve devlet yapımızın merkezinde yer alan Türk kadını, her dönemde ve ihtiyaç hissettiğimiz her anda toplumun can damarı olmuştur.

Aile yapısının temel unsuru olan kadınlarımız ve annelerimiz; sevginin, fedakârlığın ve özverinin kaynağıdır. Toplum yapısının güçlendirmesinin yanı sıra şekillendirilmesinde, ülkemizin toplumsal birliği ve dirliğinin sağlanmasında kadınlarımızın hayati rolü olduğu ortadadır.

Yaşamın her alanında üstlendikleri tüm görevleri takdire şayan bir şekilde yerine getiren kadınlarımız, büyük bir emek ve sonsuz sevgi vererek yetiştirdikleri nesillerle geleceğimizin mimarları olmuştur. Sevgiyi, nezaketi, inceliği gelecek nesillere öğreten yine kadınlarımızdır.

Bilimden sanata, spordan edebiyata, ev hayatından çalışma hayatının her alanına kadar fedakârca var olan kadınlarımızın elinin değdiği her yere güzellik, emeğinin geçtiği her işte başarı kaçınılmaz sonuç olmuştur.

Bu vesile ile medeniyet değerlerimizin güvenle gelecek nesillerimize aktarılmasında başrolü üstlenen, asil milletimizin istiklal ve istikbalini muhafaza için can feda eden, kahraman şehit ve gazi evlatlar yetiştiren, gönlü temiz, iradesi sağlam, eli bereketli, duruşu asaletli, başı dik, yüreği pek kadınlarımızı saygıyla selamlıyor; 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum.